Tüm Ürünlerde KARGO ÜCRETSİZ!
Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
basket
Sepetim
Temel Stüdyo Ekipmanları
17.02.2024

Temel Stüdyo Ekipmanları

Temel Stüdyo Ekipmanları

Bilgisayar:

2020 yılında ev stüdyolarında analog kayıt artık yok denilebilecek kadar az tercih edilen bir yöntem. Dijital teknoloji geliştikçe analog kayıt yerini yerini, daha kolay ve pratik bir yöntem olan dijital kayıtlara bıraktı. Bu durumda eğer analog ortamda kayıt almıyorsak ev stüdyosu kurmamız için bir bilgisayara ihtiyacımız olacaktır.

 

Ses kartı:

Ses kartı en genel tanımda analog sesi dijital ortama (Daw) aktaran elektronik cihazlardır. İçyapısında Pre-amfi, Phantom Power besleme ünitesi, Analog – Dijital Dönüştürücü (A-D) ve Dijital – Analog Dönüştürücü (D-A) gibi çeşitli elektronik devrelerden oluşur. Ev stüdyoları için gerekli en önemli donanımlardan biridir.

  • Pre-amfi: Mikrofondan çıkan sinyal ortalama 2mV gerilim ortaya çıkartır. Pre-amfi, mikrofondan çıkan sinyali yükseltip Line seviyesine (0.775 V – 1.228 V) yükselten ses kartının önemli devrelerinden birisidir.
  • Analog – Dijital Dönüştürücü (A-D): Analog sinyali dijital sinyale dönüştürür.
  • Dijital – Analog Dönüştürücüden (D-A): Dijital sinyali analog sinyale dönüştürür.
  • Phantom Power: Kondenser mikrofonları çalıştırmak için gerekli voltajı sağlayan besleme ünitesidir.
 

Ses kartı seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar;

  1. 1-Giriş ve çıkış kanallarının sayısı,
  2. 2- A/D, D/A ve Pre-amfi kalitesidir.

Kayıt yapacağınız duruma göre kullanılacak mikrofon sayısı kadar mikrofon girişi olan bir ses kartı tercih ekmelisiniz. Yaptığınız aranjenizi, miksinizi veya mastering işlemlerinizi eğer iki ayrı referans monitör ile dinleyip değerlendirmek istiyorsanız iki çift çıkışı olan ses kartı tercihiniz olmalı. Eğer mikrofon ile stereo bir kayıt alınacaksa en az 2 mikrofon girişi olan ses kartını tercih etmelisiniz. Çıkış demişken, çıkışları balanslı (TRS veya XLR) olan ses kartlarını tercih etmek gürültü seviyesini düşürecektir. Bazı ses kartları üzerinde "Daw – İnput” ayarlarını değiştirme özelliği bulunmaktadır. Bu özellik sesin Daw’dan dönüşünü ve 0ms gecikmeli inputtaki sinyali kulaklığınıza miks edilmesini sağlar. 2020 yılında üretilen yeni nesil ses kartları ile bilgisayarlar arasındaki bağlantı artık "USB 3.0” veya "Type-C” protokolleri ile sağlanıyor. Bu da mikrofon ile kulaklık ile arasındaki gecikmeyi (latency) minimuma çekmektedir. (Gecikme sorunu sadece ses kartına değil, bilgisayarınızın işlemcisine de bağlıdır). Bazı çoklu mikrofon girişli ses kartlarında Phantom Power(+48V) grup şeklinde veya iki mikrofon girişine birden etki eder. Eğer "hassas” bir dinamik mikrofon ve kondenser mikrofonu aynı anda çalıştırmanız gerekiyorsa her iki kanal için +48V un ayrı olmasına dikkat etmekte fayda var.

 

Tek Kanal Ses Kartı

2 Kanal Ses Kartı

4 Kanal Ses Kartı


 

Referans Monitör:

Referans monitörler adından da anlaşılacağı gibi; sesi doğallığını bozmayacak bir şekilde duymanız için tasarlanan dinleme cihazlarıdır. Referans monitörlerde en önemli husus monitörün sesi flat’e yakın yani olduğu gibi vermesidir. Bunu monitörün "Frequency Response” tablosuna bakarak anlayabilirsiniz. Tabloda görünen yatay eğri ne kadar düz ise monitör o kadar doğal bir monitördür. Peki amacımız neden sesi olduğu gibi duymak?

Bass frekanslarını az veren bir hoparlör ile prodüksiyon yaptığınızı var sayalım. Yaptığınız müziğin baslarını frekansları dengeleyebilmek için yükselteceksiniz. Prodüksiyon yaptığınız hoparlörde her şey çok dengeli duyulabilir fakat başka hoparlörde dinlediğiniz o dengeli sesi alamayacaksınız. Referans monitörler müziği flat’e yakın (doğal) verdiği için müziğinizi diğer dinleme hoparlörleri ile dinlerken arasında çok bir fark olmayacaktır.

Monitör alırken odanızın boyutuna göre bir referans monitör boyutu seçmeniz doğru ses duymanız için önemlidir. Küçük bir odaya büyük inç monitör kullanırsanız alt frekanslar odada dönmeye başlayacak bazı frekansların oda içerisinde rezonansa girecektir. Odanın büyüklüğüne göre referans monitör seçmeniz sizi doğru sese daha da çok yaklaştıracaktır. Referans monitör alırken dikkat etmeniz gereken bir diğer husus ise üzerinde manuel frekans düzeltme kısmının olmasıdır. Referans monitör her alanda odanın fiziği gereği aynı sesi veremez. Manuel frekans düzeltme ile istemediğiniz frekanslara müdahale edebilir sesinizi daha da flat’e yakınlaştırabilirsiniz.

 

8 Inc Referans Monitörü

7 Inc Referans Monitörü

5 Inc Referans Monitörü


Mikrofon:

Mikrofonlar genel olarak akustik sesi analog sese dönüştürür. Ev stüdyolarında en çok kullanılan mikrofon çeşitleri ise dinamik mikrofon ve kondenser mikrofonlardır. Dinamik mikrofonlar kondenser mikrofonlara göre daha dayanıklıdır ve sesi toktur, bu nedenle konserlerde oldukça fazla karşımıza çıkar. Kondenser mikrofonlar ise daha hassastırlar. Dinamik mikrofonlara göre daha hassas ses seviyeleri vardır. Çoğunlukla stüdyolarda kondenser tipi mikrofonlar tercih edilir. Kondenser mikrofonlar yapısı gereği ses kartınızdan veya harici bir aparattan vereceğiniz Phantom Power (+48V) ile çalışmaktadır.

 

Dinamik Mikrofon

Kondenser Mikrofon


Referans Kulaklık:

Kulaklık seçerken dikkat edilmesi gereken nokta referans monitör kısmında anlatıldığı gibi doğal, gerçeğe yakın bir ses duyumu sağlamasıdır. Kayıt alacaksak kulaklık önemli bir araçtır. Ses Mühendisleri referans kulaklığını genellikle edit işlerinde ve alan derinliği yaratan (Reverb, Delay, Pannig, Stereo Image vb.) efektleri eklerden kullanmakta ama unutmayın ki referans monitör olmadan da prodüksiyon ve Mix&Mastering yapmak mümkündür. Tıpkı "J Cole – Cod " albümünün tamamının referans kulaklık ile yapılması gibi. Referans kulaklık yerine monitör ile çalışmanın en büyük dezavantajı, referans monitörlerin her odanın akustik düzenlemesine göre farklı ses duyumu vermesidir. Bunun çözümü ise odanızda duyulan istenmeyen frekansları piramit sünger gibi sönümleyici malzemeler ile kesip az duyum sağlanan frekans aralıklarını ise difüzör gibi malzemeler ile yükseltmektir. Bu işlem ölçüm, bilgi ve maliyet gerektirmekte iken kulaklık kullanırken nerede olursanız olun kulağınıza gelen ses her zaman aynıdır. Referans Kulaklıklar için temel sınıflandırma şu şekilde yapılabilir;

 

  1. - Açık kulaklık(open back),
  2. - yarı açık kulaklık(semi open back),
  3. - kapalı kulaklık(closed back).
 

Açık kulaklık ile kapalı kulaklık arasındaki farkları şöyle bir inceleyelim. Kayıt sırasında, vokalin, müziğin alt yapısına senkronize söyleyebilmesi için arkası kapalı tip kulaklık kullanılır. Bunun amacı kulaklığa gelen alt yapı sesinin mikrofon tarafından duyulmasını engellemektir.

 

  • Kapalı kulaklar dışarıya ses vermez ve ortamda bulunan kimseyi rahatsız etmez.
  • Açık kulaklıklar dinlenen sesi dışarıya vererek rahatsızlık verebilir ve dışarıda bulunan sesi de kulağa iletir.
  • Kapalı kulaklıkların alt frekansları açık kulaklıklara göre daha net duyulur.
  • Açık kulaklıkların kapalı kulaklıklara göre stereo genişliği daha yüksektir.
  • Açık kulaklıkların arkaları açık olduğu için dışarıda olan sesi kulaklık takılı iken duymanızı engelleyemez, o nedenle açık kulaklık kullanırken sessiz bir yerde çalışmanız sizin için daha iyi olacaktır.
  •  

Yaptığınız müzik tarzına ve müzik yaptığınız ortama göre kulaklık tipini seçebilirsiniz.

 

 

Açık Kulaklık

Yarı-Açık Kulaklık

Kapalı Kulaklık


 

Pop Filtre:

Pop filtre kayıt alırken mikrofon ile ağız kısmı arasına konumlandırılan, F, P, Ç, T, K, Ş, H, S gibi sert ünsüz harflerindeki patlamaları edit işlemi öncesinde minimize etmek için kullanılan aparattır. Kayıt kalitesini edit işlemi yapmadan arttırır.

 

 

Midi Klavye:

Yeni başlayanlar midi klavye yerine org da dese bu ikiz cihazın yaptıkları iş farklıdır. Midi klavye bilgisayarınızın klavyesi gibi midi sinyalleri göndererek kayıt programınızı kontrol etmenizi sağlar. Aslında bilgisayar klavyenizi hangi kriterlere bakarak seçiyorsanız (oyun oynamak için üzerinde kısa yol tuşları olan oyuncu klavyesi gibi) midi klavyenizi de öyle seçebilirsiniz. Midi klavyelerin ses kalitesine bir etkisi yoktur kullanıcıyı rahat ettirmek için tasarlanmışlardır. Her midi klavyenin üzerinde piyano tuşları bulunmaktadır ama bazı midi klavye modellerinde fader, knob, pad, pitch band, modülasyon, oktav aralığı değiştirme gibi ek özellikler mevcuttur.

Prodüksiyon sırasında otomasyonla çok uğraşan birisiyseniz midi klavyenizin üzerinde knob ve faderlerin olması sizin için avantaj olacaktır, trap müzik yapıyorsanız pad özelliği olan midi klavyeler sizin daha hızlı prodüksiyon yapmanıza yardımcı olacaktır, sadece piyano tuşlarına ihtiyacınız var ise klavyenin tuş hassaslığı sizin önem sıranız arasında en yukarıda olacaktır. Tuş sayısı yaptığınız müzik tarzına göre değişmektedir, klasik müzikle uğraşan birisiyseniz yüksek oktav bir midi klavye, melodileri veya akortları daha kompleks olmayan bir tarz müzik ile uğraşıyorsanız daha düşük oktav bir midi klavye tercih edip stüdyo yatırımınızı başka ekipmanlar için yoğunlaşabilirsiniz.

 

25 Tuş Midi Klavye

49 Tuş Midi Klavye

61 Tuş Midi Klavye


 

Kablo Ve Konektörler:

 

Size kablo ve konektör seçiminde yapılan en büyük yanlışların ikisinden bahsedeceğim; Birincisi, stüdyo yatırımı tercihi sırasında ses kartını, mikrofonunu en kalitelisini alıp sıra kabloya geldiğinde hepsi aynı iletken ne olacak deyip en ucuz marka kablo ve konektörü seçmek. Ufuk Bulut’un ‘Kablon kadar kalitelisin’ sözünü size hatırlatmak isterim. Stüdyoda bulunan her malzeme birbirine kablo ile bağlıdır, kötü kablo ve konektör sinyali taşırken bozulmalar meydana getirir. Kayıt malzemeleriniz ne kadar kaliteli olursa olsun kablonuz ve konektörünüz kötüyse maalesef malzemelerinizden verim alamayacaksınız. İkincisine gelirsek;

Balanslı(balance) giriş veya çıkışı olan ürüne balanssız(unbalance) kablo tercih edilmesi. En çok kullanılan balanslı konektörler XLR ve TRS, balanssız konektörleri ise TS ve RCA’dır. Genellikler TS ile TRS konektörleri birbirine benzedikleri için balanslı cihazlar balanssız olarak kullanılmaktadır. Peki, balanslı ve balanssız arasında ne fark var? Şöyle ki kablolarınız sinyal taşırken elektrik kablolarından ve benzeri yerlerden gürültü kapar. Balanslı bir kablo bu gürültüyü dengeli hale getirecektir. Tabii ki balanslı kablonuz olması bu sorunu tek başına çözemiyor, bağladığınız cihazın balanslı bir girişiniz veya çıkışınızın da olması gerekmektedir. Kablonun boyutuna gelirsek, bağlayacağınız cihazların arasını hesap ederek ne fazla ne de az olacak şekilde ayarlanmalıdır. Ucu ucuna olursa kablonuz gergin olacağından dolayı bozulabilir veya takılıp cihazınızı düşürebilirsiniz, fazla olursa da taşınan sinyal dengesizleşir. En iyisi mi? Ne fazla ne de az…

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.